Merhabalar,


Aklımı kurcalayan onca şey… Belki de çalışmak aklımızdan kaçınmanın en iyi yolu olduğu için modern dünya tam anlamıyla beyinlerimizi iş piyasaları içinde kilitliyor. Sadece geçinmek için başlayan meslek edinme ve iş sahibi olma yolu bir anda kendimizden, aklımızdan ve hücrelerimizi kaplayan her histen kaçınmak ve kontrollü bir topluluk oluşturmak için ince ve dar bir tünele dönüşüyor. Sistem ve sektör olarak suçladığımız bu döngüyü belki de her birimiz bir birey olarak kendimiz oluşturuyoruz. İşsizlik ise çok ince bir aralık, bu dar tünelin içinde. Sıkıştırdıkça sıkıştırıyor. O olağan sandığın yoğun temponun bir anda dışında kalınca biriktirdiğin, ertelediğin ne varsa önüne dökülüyor sanki. Koşmak mı istiyorsun, durup saklanmak mı? Her şey belirsiz zihninde. Aslında beynini kemiren yığınları örtüp reelleştirdiğimiz diğer kemirileri koymuşuz üzerilerine ve yaşıyoruz. Her sabah geçimini sağlamak için temel vazifesine doğru yola çıkan bir insan bir şeyler tepe taklak olmadan düşünür mü, hayattan neler istediğini, aslında canını sıkanları ve canının çektiklerini? En önemlisi de dış uyaranlarla şekillenen düşüncelerimiz. Diğer insan topluluklarının gözlemlediğimiz davranışları… Kendimizle bağdaştırarak ortak gruplar mı oluşturuyoruz? Gerçekte kim olduğumuz işsizlik sürecimizde mi gizli? Bir otorite tarafından verilen görev ve sorumluluklar olmadıkça hareket emiyor muyuz aslında? Yoksa daha çok mu hareket ediyoruz? Geçim kaygısı bu döngülerin ne kadarını oluşturuyor? Belki de kendi yarattığımız bu iş piyasası döngüsünün içinde, geçim kaygısı ziyadesiyle yerini statü kaygısına bıraktı. Standartlarımızın altında kalmak geçinmekten öte bir kaygıyla bizi boğuyor. 
Bauman "Yaşam Sanatı" kitabında  "...Eldeki bütün ampirik veriler, varlıklı toplumların nüfuslarında, mutlu bir yaşamın temel aracı olduğuna inanılan zenginlik artışı ile mutluluk artışı arasında hiçbir bağlantı olmadığını ortaya koyuyor!" diyerek ekonomik büyüme ile mutluluk arasındaki yakın bağıntı olduğu kanaatinden farklı bir bakış açısını düşündürüyor. (2008, s. 10)
Geçim ve statü kaygısı arasındaki bağıntı ile ekonomik büyüme ve mutluluk arasındaki bağıntılara dair araştırma ve verileri inceleyerek sizlerle de paylaşacağım.


Sevgilerimle,
Jouska.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar